August 5, 2021

23 July 2021: Turkey: Concern over proposals to introduce new regulation of “fake” and “foreign-funded” news

23 July 2021
Turkey: Concern over proposals to introduce new regulation of “fake” and “foreign-funded” news

The Media Freedom Rapid Response (MFRR) and undersigned partner organisations are
concerned about and condemn recent statements by Turkish President Erdoğan and other government officials pertaining to the introduction of new regulation of so-called fake news and “foreign-funded” news in the country. Officials’ targeting several critical and independent media outlets for securing funds abroad is a clear move to stifle further the free media in Turkey by controlling content. We call on the Turkish legislators to ensure that any new measures are fully in line with Turkey’s obligations under domestic and international law that protect free speech and media pluralism.

On 21 July, President Erdoğan in an interview was asked whether there is a law that envisages serious criminal sanctions for disseminating fake news through traditional and social media. In response, he announced that a study will be carried out in Parliament in October, after the summer recess, that will address the issue, building on the social media law that was passed last year. Erdoğan characterised fake news as a threat to Turkish democracy on par with terrorism, in which opposition parties are implicated. The same day, the Presidential Communications Directorate announced that Parliament will take new legal steps against foreign funding of local media outlets “to ensure the people’s access to accurate news”.

These statements were followed by a social media campaign targeting specific independent outlets such as Medyascope for receiving funds from the US-based Chrest Foundation. Medyascope received the 2016 IPI Free Media Pioneer Award for its progressive and critical news coverage in Turkey.

Taken together, these statements create the impression that the Turkish government is preparing to introduce new legal measures that will further undermine media freedom and pluralism in the country.

In relation to so-called fake news, we are concerned that enacting any kind of legal duty of “truth” will in practice amount to the creation of a new tool for government censorship: empowering public officials to decide what is true and what is not entails accepting that the authorities have a right to silence voices with whom they disagree. This prospect is especially worrisome in light of Turkey’s poor track record in respecting freedom of speech and legitimate criticism of the authorities. Accordingly, as we recognise that the spread of disinformation and propaganda is indeed of concern, we urge that any measures to counter it must be based on international freedom of expression law and standards, such as those set out in the 2017 Joint Declaration on Freedom of Expression and “Fake News”, Disinformation and Propaganda.

Furthermore, we note that funding media via (foreign) project funding has become an important source of income for many independent outlets in Turkey, as government pressure has intensified, including through the lack of local funds for media outlets critical of the government and uneven distribution of public advertising, as well as the imposition of fines and advertisement bans by media regulator Radio & TV Higher Council (RTÜK) and public advertising agency BIK. We are concerned that measures to restrict foreign funding, or to paint its recipients as foreign propagandists, are a clear move to demonise the free media and will further increase the pressure on the few remaining independent outlets. Currently, more than 90% of domestic media are directly or indirectly controlled by the government or the ruling AKP.

Signed:
ARTICLE 19
Articolo21
Association of Journalists, Ankara
Broadcast and Printing Press Workers Union of Turkey / DİSK Basın-İş
Committee to Protect Journalists (CPJ)
Danish PEN
English PEN
European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
Free Press Unlimited (FPU)
IFEX
IFoX Initiative for Freedom of Expression – Turkey
IPS Communication Foundation
International Press Institute (IPI)
Journalists’ Union of Turkey (TGS)
Media and Law Studies Association (MLSA)
Media Research Association (MEDAR)
OBC Transeuropa (OBCT)
PEN International
PEN Netherlands
PEN Vlaanderen
South East Europe Media Organisation (SEEMO)
Swedish PEN

23 Temmuz 2021
Türkiye: “Yalan haber” ve “yabancı fonlu” haber mecraları ile ilgili yeni düzenleme önerisi büyük endişe yaratıyor

Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) partnerleri ve aşağıda imzası bulunan kurumlar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer hükümet yetkililerinin yakın zamanda vermiş oldukları demeçlerde “yalan haber” ve “yabancı fonlu” haber mecralarına dair yeni bir yasal düzenleme yapılması ile ilgili söylemlerinin son derece endişe uyandırıcı olduğunu belirterek eleştirel haber yapan kurumları hedef gösteren açıklamaları kınamaktadır.

Yetkililerin birçok eleştirel ve bağımsız medya kurumunu yurtdışından fon aldıkları gerekçesiyle hedef göstermesi, Türkiye’de özgür medyayı daha da boğmak ve haber içeriğini kontrol altına almak adına atılan açık bir adımdır. Türkiye’deki yasama merciilerini, yeni yapılacak herhangi bir düzenlemenin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuk standartlarına uygun, ifade hürriyeti ve medyada çoğulculuğu gözetmesine özen
göstermeye davet ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Temmuz’da verdiği bir röportajında geleneksel ve sosyal medya mecralarında yalan haber yayınlamaya karşı cezai yaptırımlar içeren bir kanun olup olmadığına dair bir soru sorulduğunda, meclisin Ekim ayında açılmasıyla ilk iş, geçtiğimiz yıl kanunlaşan Sosyal Medya Yasası’nın üzerinden ilerlenerek bu konuda da bir çalışma yapılacağını belirtti. Erdoğan, yalan haberi Türkiye’de demokrasiye karşı bir tehdit olarak gördüğünü, terörizmle eş düzeyde olduğunu ifade ederek muhalefet partilerini bu ifadelerde hedef aldı. Aynı gün Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı, meclisin aynı zamanda “yurttaşların doğru habere ulaşabilmesini güvence altına almak için” yabancı fon kuruluşlarından destek alan yerel medya kuruluşlarına karşı bir yasa hazırlayacağını açıkladı.

Bu açıklamalar, sosyal medyada ABD’nin Chrest Vakfı’ndan fon alan Medyascope gibi bağımsız kuruluşları hedef alan bir kampanyayla devam etti. Medyascope 2016 yılında ilerici ve eleştirel haberciliği nedeniyle Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Bağımsız Medya Öncüsü Ödülü’ne layık görülmüştü.

Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde Türkiye’de hükümetin medya özgürlüğü ve çoğulculuğunu daha da zora sokacak yeni yasal düzenlemeler yapmaya hazırlandığını göstermektedir.

“Yalan haberle” mücadele ile ilgili olarak, “hakikatin” denetlenmesine yönelik getirilecek herhangi bir yasal düzenleme, kamu görevlilerine neyin doğru ve gerçek olduğuna karar verme yetkisi atayıp bu yetkililerin beğenmedikleri sesleri susturma hakkı tanınmasına, ve pratikte hükümet kaynaklı yeni bir sansür mekanizmasının yaratılmasına yol açacaktır. Bu öngörü, özellikle de Türkiye’nin ifade hürriyetinde ve yetkililerin meşru çerçeve sınırlarında eleştirilmesine toleransındaki zayıf performansı ışığında son derece kaygı uyandırıcıdır. Kitlesel dezenformasyon ve propagandanın ciddi bir kaygı unsuru olduğuna katılmakla birlikte; buna karşı atılacak tüm adımların 2017 tarihli İfade Hürriyeti ve “Yalan Haber”, Dezenformasyon ve Propaganda ortak açıklamasında belirtildiği gibi uluslararası ifade hürriyeti hukuku ve ölçülerinde olmak zorunda olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyoruz.

Dahası, hükümete dair eleştirel içeriğe sahip yerel medyaya sağlanan yerel fonların eksikliği, kamu reklam ve ilan harcamalarının orantısız bir biçimde dağıtılması, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi medya düzenleyicilerin verdikleri keyfi ceza ve reklam yasakları şeklinde kendini gösteren hükümet baskısı yoğunlaştıkça Türkiye’de faaliyet gösteren bağımsız medya kuruluşları için (yabancı) fon kaynakları önemli bir gelir kalemi haline gelmiştir. Uluslararası vakıflardan alınacak fonları kısıtlamak ya da bu fonları alanları yabancı ülkelerin propagandasını yapmakla suçlamak adına atılan tüm adımların açıkça bağımsız medyayı düşmanlaştırmak için atıldığı barizdir ve halen zorlu şartlarda faaliyet gösteren birkaç bağımsız medya kuruluşu üzerindeki baskıyı daha da artırmaya yöneliktir. Şu an Türkiye’de faaliyet gösteren medya kuruluşlarının yüzde 90’ından fazlası doğrudan ya da dolaylı biçimde iktidar ya da hükümetteki AKP tarafından kontrol edilmektedir.

İmzalayanlar:
ARTICLE 19
Articolo21
Association of Journalists, Ankara
Broadcast and Printing Press Workers Union of Turkey / DİSK Basın-İş
Committee to Protect Journalists (CPJ)
Danish PEN
English PEN
European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
Free Press Unlimited (FPU)
IFEX
IFoX Initiative for Freedom of Expression – Turkey
IPS Communication Foundation
International Press Institute (IPI)
Journalists’ Union of Turkey (TGS)
Media and Law Studies Association (MLSA)
Media Research Association (MEDAR)
OBC Transeuropa (OBCT)
PEN International
PEN Netherlands
PEN Vlaanderen
South East Europe Media Organisation (SEEMO)
Swedish PEN
—————————————————-
This statement has been coordinated by the Media Freedom Rapid Response (MFRR), which tracks, monitors and
responds to violations of press and media freedom in EU Member States and Candidate Countries. This project provides legal
and practical support, public advocacy and information to protect journalists and media workers. The MFRR is organised by a
consortium led by the European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF) including ARTICLE 19, the European
Federation of Journalists (EFJ), Free Press Unlimited (FPU), the Institute for Applied Informatics at the University of Leipzig
(InfAI), International Press Institute (IPI) and CCI/Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT). The project is
co-funded by the European Commission.