Joint meeting- TR Advocacy Meeting 2 July 2024
The EU must do more to prioritise protecting media freedom and human rights in Türkiye 9 July 2024
The undersigned media freedom, human rights and journalists’ groups call on the new European Commission and the new European Parliament to strengthen their commitment to protecting journalists’ rights and freedom of expression in their relations with Türkiye.
Relations between the European Union and Türkiye have been at an impasse for several years with Türkiye occupying the status of an applicant country in a process that has long since stalled. The EU institutions need to find a way to reinvigorate relations and ensure that the protection of human rights is front and centre of those relations.
Over the past two decades, Türkiye’s government has captured over 90% of the media landscape, including direct control over the country’s public media and indirect control over much of the mainstream media through party-aligned oligarchs. It has abused the power of state advertising to create compliant journalism and weaponized the broadcast regulator, RTÜK, to routinely target broadcasters with financial penalties for
critical news reporting.
The capture of mainstream media has been backed by a mass crackdown on independent media, including the arrests of hundreds and prosecutions of thousands of journalists in the years since the failed coup of 2016. While the number of journalists behind bars has fallen dramatically, hundreds continue to face prosecution leading to ever growing levels of self-censorship. During 2023, at least 207 journalists faced trial and at least 22 of them were sentenced to prison or fined with 22 convictions.
Journalists face assaults, trolling and smear campaigns from government-aligned media. The police routinely arrest journalists at demonstrations and prevent them from reporting. According to the Mapping Media Freedom database, which documents media freedom violations across EU Member States and candidate countries, since July 2023, 168 alerts have been located in Türkiye.
The 2022 Disinformation Law has seen at least 30 legal actions taken against journalists in 2023 and pressured online platforms to readily self-censor content that the government deems to be disinformation or a threat to national security. Algorithmic bias already channels over 80% of news searchers on Google to pro-government media forcing independent media to exist in a restricted news bubble.
This hostile economic and judicial environment muzzles journalism and denies the public access to a plurality of media sources.
Meanwhile Turkish journalists face an increasingly restrictive process for obtaining visas to EU Member States with delays and some journalists being simply refused. This trend undermines the ability of Türkiye’s journalists to build and sustain links to their peers abroad.
During a high-level delegation visit to Brussels in June 2024, invited by the outgoing EU Ambassador to Türkiye, an experienced journalist was refused a visa by the Belgian Embassy, despite having an invitation from the European Commission. This and other examples of arbitrary visa denials creates another barrier to Turkish journalists’ reporting. EU Member States should immediately act to ease the process for journalists
from Türkiye to obtain visas for professional purposes.
We urge European governments and policy makers to ensure media freedoms and fundamental rights are placed at the heart of future relations with Türkiye, and call for them to:
Facilitate the procedure for Turkish journalists to obtain Schengen visas; Provide support, including direct financial grants, to media organisations in Türkiye; React strongly to incidents of attacks on journalists and take concrete measures to support journalists, including emergency support; Develop a clear, comprehensive and consistent relationship with Türkiye’s authorities in order to facilitate the review of policies and the repeal of legislation that is not compliant with international and
European standards on the freedom of expression.
Signed
International Press Institute (IPI)
ARTICLE 19
Articolo 21
Committee to Protect Journalists (CPJ)
Danish PEN
European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
The European Federation of Journalists (EFJ)
IFEX
Index on Censorship
IPS Communication Foundation/bianet
Media and Law Studies Association (MLSA)
Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa [OBCT]PEN International
PEN Norway
Platform for Independent Journalism (P24)
Progressive Journalists Association (ÇGD)
Reporters Without Borders (RSF)
South East Europe Media Organisation (SEEMO)
Swedish PEN
The Turkey Human Rights Litigation Support Project (TLSP)
in Turkish
Avrupa Birliği (AB), Türkiye’de medya özgürlüğü ve insan haklarının korunmasını önceliklendirme yönünde daha fazlasını yapmalıdır
Aşağıda imzası bulunan medya özgürlüğü, insan hakları ve gazetecilik meslek kuruluşları; AB seçimlerinin ardından Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nu, Türkiye ile ilişkilerinde gazetecilerin haklarını ve ifade özgürlüğünü koruma taahhüdünü güçlendirmeye çağırmaktadır.
AB-Türkiye ilişkileri, Türkiye’nin uzun süredir aday üye ülke statüsünde olması nedeniyle son yıllarda çıkmaza girmiştir. AB kurumlarının, Türkiye ile ilişkilerini canlandırması ve bu süreçte insan haklarının korunmasının merkezi bir rol oynaması gerekmektedir.
Son 20 yılda, Türkiye hükümeti ulusal medyanın %90’ından fazlasını ele geçirmiştir. Bu, ülkedeki kamu medyasını doğrudan kontrol etmenin yanı sıra hükümete yakın iş insanları aracılığıyla ana akım medyanın büyük bir bölümünü dolaylı olarak kontrol etmeyi de içermektedir. Bu durum, resmi ilan ve reklamların kötüye kullanılması yoluyla itaatkâr tipte bir habercilik ortaya çıkarmış, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenleme
ve denetlemeyle yükümlü RTÜK’ü araçsallaştırarak eleştirel haberleri rutin olarak hedef almıştır.
Ana akım medyanın ele geçirilmesi, bağımsız medyaya yönelik geniş çaplı bir baskı ile de desteklenmiştir. 2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana yüzlerce gazetecinin tutuklanması ve binlercesinin yargılanması buna dahildir. Hapisteki gazeteci sayısı önemli ölçüde azalmıştır, ancak yüzlerce gazeteci hâlâ yargılanmakta ve bu da gazeteciler arasında otosansürün artmasına yol açmaktadır. 2023 yılı boyunca, en az 207 gazeteci yargılanmış, en az 22’si hapse atılmış veya para cezasına çarptırılmıştır.
Gazeteciler hükümet yanlısı medya kuruluşlarının saldırıları, çevrimiçi troller ve karalama kampanyaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Polis, toplumsal gösteriler sırasında gazetecileri sıklıkla göz altına almakta ve haber yapmalarını engellemektedir. AB Üye Devletler ve aday ülkeler düzeyinde medya özgürlüğü ihlallerini belgeleyen Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) veri tabanına göre Temmuz 2023’ten bu yana Türkiye’de gazetecilere yönelik en az 168 hak ihlâli kaydedilmiştir.
2022’de yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası, 2023 yılında en az 30 gazeteci hakkında soruşturma başlatılmasına yol açmış ve çevrimiçi platformları, hükümetin dezenformasyon ya da ulusal güvenliğe yönelik tehdit olarak gördüğü içerikleri sansürlemeye itmiştir. Google algoritmik yanlılık nedeniyle haber arayanların %80’inden fazlasını hükümet yanlısı medyaya yönlendirerek bağımsız medyanın son derece
sınırlı bir çerçevede sıkışıp kalmasına sebep olmaktadır.
Gazetecilere yönelik bu düşmanca ekonomik ve hukuki ortam, gazeteciliği susturmakta ve halkın çeşitlilik içeren medya kaynaklarına erişimini engellemektedir.
Bununla birlikte, Türkiye’den AB Üye Devletlerine vize başvurusunda bulunan gazeteciler giderek daha kısıtlayıcı bir süreçle karşı karşıya kalmaktadır. Vizelerdeki gecikmeler ve bazı gazetecilerin başvurularının doğrudan reddedilmesi, Türkiye’deki gazetecilerin yurt dışındaki meslektaşlarıyla bağlantı kurma ve geliştirme imkânlarını baltalamaktadır.
Haziran 2024’te, görev süresi tamamlanan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi tarafından Brüksel’e davet edilen üst düzey bir heyet ziyareti sırasında deneyimli bir gazeteciye, Avrupa Komisyonu’ndan davet almış olmasına rağmen Belçika Büyükelçiliği tarafından vize verilmemiştir. Bu ve bunun gibi örnekler, Türkiye’den gazetecilerin haber yapmalarının önünde bir engel daha oluşturmaktadır. AB Üye Devletleri, Türkiye’deki
gazetecilerin mesleki amaçlar için vize alma sürecini kolaylaştırmak için derhal harekete geçmelidir.
Avrupa hükümetlerini ve politika yapıcıları, yeni AB Dönem Başkanlığı süresince Türkiye ile yürütülecek ilişkilerin merkezine medya özgürlükleri ve temel hakların alınmasını sağlamaya çağırıyor ve;
Gazetecilerin Schengen vizesi alma süreçlerini kolaylaştırmaları; Türkiye’deki medya kuruluşlarına mali hibeler dahil olmak üzere destek sağlamaları; Gazetecileri hedef alan saldırılara güçlü bir şekilde tepki vermeleri ve acil destek de dahil olmak üzere gazetecileri desteklemek için somut önlemler almaları; Türkiye makamları ile açık, kapsamlı ve tutarlı bir ilişki geliştirerek, Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusunda uluslararası ve Avrupa düzeyindeki standartlara uymayan yasa ve politikalarını gözden geçirmesini kolaylaştıracak adımlar atmaları taleplerinde bulunuyoruz.
İmzalayanlar
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
ARTICLE 19
Articolo 21
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24)
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Danimarka PEN
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ)
Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO)
IFEX
IPS İletişim Vakfı/bianet
İsveç PEN
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa [OBCT]PEN Norveç
Sansür Endeksi (Index on Censorship)
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)
Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (TLSP)
Uluslararası PEN
This statement was produced by IPI as part of the Media Freedom Rapid Response (MFRR), a Europe-wide mechanism which tracks, monitors and responds to violations of press and media freedom in EU Member States and candidate countries, funded by the European Commission.